Balkan Göçmenleri Platformu | BGP

Avrupa Konseyi’nden Yunanistan’a çağrı: İskeçe Türk Birliği’nin resmi statüsünü iade et

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Yunanistan’dan Batı Trakya Türk Azınlık dernekleriyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını bir an önce tam ve eksiksiz biçimde uygulamasını istedi.

14-16 Eylül’deki Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısından “Türk azınlık konusundaki AİHM kararlarını uygulayın” çağrısı çıktı.

Aralarında İskeçe Türk Birliği’nin de bulunduğu azınlık dernekleriyle ilgili mahkeme kararlarının uygulanmaması eleştirildi.

Komite, İskeçe Türk Birliği’nin resmi statüsünün iadesi için açtığı davanın Yunan Yargıtayı tarafından yeniden reddedildiğini hatırlattı.

13 yıldır uygulanmıyor

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuya ilişkin bağlayıcı kararlarının üzerinden 13 yıl geçtiğini vurguladı. Buna rağmen kararların uygulanmamasına tepki gösterdi.

Yunan mahkemelerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili maddesi ve AİHM’nin içtihadı ile tam uyumlu olarak kararlar almasını istedi.

38 yıldır hukuk ve demokrasi mücadelesi veren İskeçe Türk Birliği, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararını memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.

Atina’dan “Batı Trakya Türk Azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarını bir an önce tam ve eksiksiz biçimde uygulaması”nı istedi.

İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu, Yunanistan’ın ırkçı yaklaşımlarını
TRT Haber’de değerlendirdi. 

“Yunanistan milli kimliğimizi inkar ediyor”

Yunanistan ne yazık ki kendi topraklarında, Batı Trakya’da Müslüman Türk azınlığını ve bizim milli kimliğimizi inkar ediyor. Yunanistan’a göre Batı Trakya’da Türk azınlık yok, Batı Trakya’da Türk yok. Ama Batı Trakya’da gerçekte bir azınlık var ve var olmaya devam edecek. Bu politikaya dayanarak, Batı Trakya’da “Türk yoktur politikası”na dayanarak Yunanistan, 1983 yılına geldiğimizde isminde Türk kelimesi olan tarihi azınlık derneklerinin tabelalarını indirdi.

Önce polis güçleri geldi, tabelaları yerinden söktü ve daha sonra da bu dernekler aleyhine kapatma davaları açıldı. Gerekçe de şuydu; Bu derneklerin isminde Türk kelimesi var.

Yunanistan’da Batı Trakya’da Türk olmadığı için, Türk azınlık olmadığı için bu derneklerde yasal olamaz. Biz 38 yıldan beri 1983 yılından beri Batı Trakya Türk azınlığının ilk sivil toplum kuruluşu olarak, tarihi bir sivil toplum kuruluşu olarak İskeçe Türk Birliği olarak 38 yıldır bir hak arama mücadelesi sürdürüyoruz.

“13 yıldır kararları uygulamıyor”

2005 yılında Yunanistan’daki 22 yıl süren iç hukukumuz tükendi. 2008 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde davamızı kazandık ve 2008 yılından beri İskeçe Türk Birliğini ve İskeçe Türk Birliği’nin yanı sıra Rodoperi Türk Kadınları Kültür Derneği’nin ve Meriç İli Azınlık Gençler Derneği’nin resmiyetlerinin yasal statülerinin iadesini bekliyoruz. Tam 13 yıl oldu. Yunanistan 13 yıldan beri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına uygulamamaya devam ediyor.

2017 yılında Yunanistan sadece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karalarını Yunanistan’da uygulanabilmesi için ayrı müstakil bir yasa hazırladı. Bu yasa 2017 yılında meclisten geçti. Tabii yasaya bizi olumsuz yönde etkileyecek müdahaleler oldu. Bu müdahaleler sonucunda yasa kötü bir yasa olarak meclisten çıktı. Biz, yine de bu yasaya dayanarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının uygulanması için bir daha iç hukuka başvurduk, bir daha dava açtık.

Bu dava da geçtiğimiz Haziran ayında yine Yunanistan Yargıtay’ı tarafından, İskeçe Türk Birliği’nin bu talebi de bir kez daha reddedildi. Yani üçüncü kez red olmuş oldu.

Geçtiğimiz günlerde de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Yunanistan’ın Türk azınlık dernekleriyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulamamasıyla ilgili incelemesini tamamladı. Bu toplantıdan sonra Yunanistan’a sert bir uyarı çıktı.

“AİHM’in kararlarını uygula”

Uyarı buydu, çağrı buydu. Yargıtay’ın son İskeçe Türk Birliği ile ilgili Haziran ayında almış olduğu red kararı sert bir dille eleştirildi. Red kararının gerekçelerinin eski gerekçelere dayandığı bir kez daha vurgulandı. Yani aslında Yunanistan’ın “Batı Trakya’da Türk yoktur ve bu yüzden de ben Türk derneklerini kapatıyorum ve resmiyetlerini iade etmiyorum ve bununla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamıyorum” konusundaki bütün argümanları, bütün iddiaları çürümüş oldu aslında. Biz şu anda mücadelemizi devam ettiriyoruz. Bunu gündemde tutmaya devam ediyoruz ve AİHM kararlarının uygulanmasını bekliyoruz.

 “Avrupa Birliği bu konuda üzerine düşeni yapmıyor”

Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin kendi vatandaşına uyguladığı politika sonucunda Avrupa Birliği vatandaşları yani bizler mağduriyet yaşıyoruz.

Peki Avrupa Birliği bu konuda üzerine düşeni yapıyor mu? Ne yazık ki buna evet diyemiyorum. Sadece Türk azınlıkla ilgili de bir sorun değil. Yunanistan’da yaşayan Makedon azınlık var. Kendilerine ben Makedon’um deyip farklı bir dil konuşan toplum var. Onların da sivil toplum kuruluşları var ve tanınmıyor. Makedon azınlığa da “yok politikası” uygulanıyor. Yani baktığımız da aslında Yunanistan’ın, yani vatandaşı olduğumuz, ülkemiz dediğimiz Yunanistan’ın kendi vatandaşlarına eğer farklı bir milli kimlik, farklı bir etnik kimlik söz konusuysa, antidemokratik, insan haklarına, Avrupa Birliği normlarına aykırı, ters olan uygulamalarla, politikalarla bu muameleye devam ettiğini görüyoruz.

İşte, Türk azınlığının yaşadığı sorunlar benzer sorunlar. Aynı şekilde Hristiyan olan Makedon azınlık da yaşıyor. Ben Makedon azınlığım dediği zaman, ben Makedon derneği kurmak istiyorum dediği zaman Makedon derneğini de kuramıyor. Aynı Türk derneğini kuramadığı gibi. Yani yasal statüsü iade edilmiyor. Baktığımızda Yunanistan’ın milli azınlıklarla etnik azınlıklarla ilgili bir demokratik anlayış bir sorunu olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliği’nin ve Avrupa Konseyi’nin ve diğer uluslararası kuruluşların bu konuda üzerine düşen yaklaşımları politikayı yapmasını ve bu konuya hassasiyetle yaklaşmasını beklemekten başka bir talebimiz yok.

“10-15 yıl içerisinde yaklaşık 100 okulumuz kapatıldı”

Ahmetoğlu, Rodop’da azınlık okullarının cuma günü erken tatile girmesinin yasaklanması kıonusunda da değerlendirmelerde bulundu.

“Bu bizim için sürpriz olmadı. Bundan birkaç hafta önce kapatılan azınlık ilkokulları vardı. Batı Tarkya’da 12 azınlık ilkokulu daha öğrenci azlığı bahanesi iddiasıyla bu yıl yine kapandı. Okul sayımız 103’e indi. Bundan 10 yıl önce yaklaşık 200’e yakındı. 10-15 yıl içerisinde yaklaşık 100 okulumuz kapatılmış oldu. Bu da şimdi azınlık okullarının statüsünün gereği olan bir uygulamadan azınlık okullarını menetmek.

Özellikle Rodop ilinde cuma günü öğrenciler cuma namazı saatinden biraz önce paydos oluyorlar. Bu şekilde öğrenciler ve öğretmenler cuma namazına gitme imkânı buluyorlar. Bu yıllarca uygulanan bir uygulamaydı ve hiçbir sorun yaşanmadı. Görüyoruz ki yine eyalet eğitim müdürlüğü, müfettişlik bu konuda okullarımıza yazı gönderiyor ve bu uygulamayı durdurmak istiyor. Aynı şekilde azınlık eğitiminin ön gördüğü statü de yapılan tahlibatlar gibi bu da yeni bir adım.

Yine burada bir ağacı değil ormanı görmek gerekiyor diye düşünüyorum. Yunanistan uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımızı, bunların başında da azınlık eğitimi var. Azınlık eğitimi statüsüne aykırı bir şekilde davranmaya devam ediyor. Müftülük konusunda da böyle, Türk azınlıkları dernekleri konusunda da böyle, azınlık eğitimleri ve azınlık okulları konusunda da böyle. Bundan bir süre önce yeni bir yasa çıktı. Yunanistan genelindeki okullara idari özerklik verildi. Mesela bir okul bağış alabilir, bağış toplayabilir, üniversitelerle veya diğer eğitim kurumlarıyla veya yerel yönetimlerle belediyeler gibi bunlarla birlikte ortak etkinlik ya da işbirliği yapabilir. Azınlık okulları sadece azınlık okulu olduğu için ve farklı bir statüye sahip olduğu için bu yasanın kapsamı dışında bırakıldı. Aslında bu yasa okullarımıza da olumlu şeyler getiriyordu, olumlu bazı yetkiler veriyordu.

Ancak bizim okullarımız azınlık okulları bundan men edildi. Bunun dışında bırakıldı. Öte yandan kapatmak konusu söz konusu olduğunda yani öğrenci azlığı var bunu kapatalım dediğiniz zaman bu seferde siz azınlık okulları da genel eğitime tabidir bu okulları da kapatıyoruz. Azınlık okullarının azınlık eğitimlerinin özel ve özerk statüsü görmezden geliniyor”

Cuma yasağı

Yunan yetkililer ise azınlık okullarında da yasakçı tutumunu sürdürüyor.

Bu kez de azınlık ilkokullarının cuma günü erken paydos etmesi yasaklanarak, öğrencilerin cuma namazına gitmesi engellendi.

Kararı Doğu Makedonya Trakya Eğitim Müdürü Kostandinos Bandikos aldı.

Rodop’ta Azınlık okullarının cuma günü erkenden ara tatile girmesini yasakladı. Yasakla birlikte azınlık öğrencilerinin cuma namazına gitmesine engel koydu.

Rodop’ta faaliyet gösteren azınlık ilkokulları, cuma günleri öğrencilerin camilere giderek cuma namazını kılabilmeleri için diğer günlere göre erken paydos ediyordu.

Söz konusu cuma yasağı 2015 yılında da gündeme gelmişti. Ancak azınlık toplumunun yoğun tepkisi sonucunda dönemin idarecileri tarafından geri adım atılmıştı. 

 

trthaber

YORUM BIRAKIN