NE OLDU?
Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde ordu içerisinde ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fetullah Gülen’in liderliğini yaptığı Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’ye bağlı bir grup tarafından, TSK içindeki mensupları öncülüğünde askeri darbe girişiminde bulunulmuştur. Şu ana kadar 240 kişinin hayatını kaybettiği belirlenen darbe girişimi milletimizin insanlığa örnek direnişi ve devletin diğer unsurlarının karşı koymasıyla başarısızlığa uğratılmıştır.
FETÖ NEDİR?
Fetullah Gülen isimli ilkokul mezunu emekli bir din görevlisinin başında olduğu FETÖ, 1970’li yıllarda, bu zatın sapkın görüşleri etrafında toplanan ve genelde açtığı özel okullar, kurslar, öğrenci ev ve yurtları gibi faaliyetlerle öne çıkan bir dini grup ve hareket olarak ortaya çıkmıştır. İllegal çalışmalarını tam bir gizlilik içinde yürüterek ulusal ve uluslararası alanda sadece sivil toplum ve eğitim faaliyetleri yaptığı algısı oluşturmaya çalışmaktadır. Üyeleri sevgi ve hoşgörü gibi mesajlarla kendilerini demokrasi, dinler arası diyalog, eğitim ve barış gönüllüsü gibi gösterme stratejisi izlemektedir. Oysa örgütlenmelerine bakıldığında; Türkiye’de ve ilgili ülkelerde gerçek kimliklerini gizleyerek çok farklı kimliklerle (sol, sağ, liberal, dindar) ordu, yargı, emniyet, istihbarat ve bürokrasi gibi devletlerin kritik yerlerine yerleşmektedirler. Bu durum, faaliyet gösterdiği ülkelerde kendilerini Hizmet Hareketi olarak tanıtan örgütün gerçek amacını ortaya koymaktadır.
AMACI NEDİR?
Örgütlendiği ülkelerde okul, eğitim/kültür merkezi, meslek kuruluşu veya STK gibi görünerek gizlice stratejik kurumlara yerleşerek devletleri ele geçirmektir. Çocukluğundan itibaren kontrol altında tutup etkin yerlere getirdiği üyeleri aracılığıyla, devletleri, toplumları, hatta dünyayı “kâinat imamı” olarak adlandırdıkları liderlerinin görüşleri ışığında dizayn etmektir. Sapkın dini inançları nedeniyle amaçlarına ulaşmak için her türlü takiye, iftira, komplo, tuzak ve illegal tüm faaliyetleri meşru görebilmektedirler. Uzun yıllara dayanan gizli eğitim ve ikna faaliyetleriyle bu konularda sıradan insanların çözemeyeceği bir profesyonellik kazanmışlardır. Üyeleri, mesihvari bir “seçilmişlik ruhu” ve “adanmışlık” içerisinde kimlikten kimliğe girebilmekte, yeri geldiğinde cinayet de dahil, her türlü illegal faaliyeti gerçekleştirebilmektedir.
ŞİMDİYE KADAR NE YAPTI?
Özellikle son 10 yılda, örgütün gizli amacına adanmış hakim, savcı ve emniyet mensuplarıyla, kendilerine engel gördükleri çok sayıda askeri, polisi, bürokratı, gazeteciyi, akademisyeni ve yazarı uydurma delillerle ağır hapis cezalarına mahkum ettirmişlerdir. Böylelikle devletin bütün makamlarını ele geçirmeyi amaçlamışlardır.
Sistemi ele geçirmek için artık yeterince güçlü olduğunu düşünen FETÖ ilk darbe girişimini Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Kürt Sorununun çözümü için yürüttüğü çalışmaları gerekçe göstererek yapmaya kalkmıştır. 17-25 Aralık 2013’te ikinci darbe denemesinde uydurma yolsuzluk iddialarıyla hükümet üyelerini tutuklama girişiminde bulunmuştur. Kendisini barışçıl dini bir hareket gibi gösteren ve hoşgörü, diyalog gibi kavramları kullanan FETÖ, hiçbir şekilde o alanlarda kalmayıp güvenlik, yargı ve istihbarat alanlarında kadrolaşıp yasa dışı faaliyetlerde bulunmaktadır.
15 TEMMUZ’DA NE OLDU?
15 Temmuz 2016 tarihinde ordu içerisinde örgütlenmiş olan FETÖ, savaş uçakları, helikopter ve tanklarla kanlı ve çılgın yeni bir darbe girişiminde bulunmuştur. Sokakta darbeye karşı çıkan vatandaşların üzerine tankları sürmüştür. Ankara ve İstanbul’da, Cumhurbaşkanlığı, parlamento, emniyet ve kamu binaları ile darbeye karşı çıkan insanları savaş uçaklarıyla bombalayan FETÖ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da suikast girişiminde bulunmuştur. Darbe girişimi halkın ve devletin diğer unsurlarının karşı koymasıyla başarısız olmuştur. Darbe girişimi sırasında 173 sivil, 62 polis ve 5 asker hayatını kaybetmiştir. Darbecilerin saldırısında ayrıca 1491 kişi de yaralanmıştır.
Darbe girişimi başarılı olsaydı, binlerce masum insan hayatını kaybetmiş, demokrasi ve özgürlükler ortadan kaldırılmış ve Fetullah Gülen’in sapkın dini görüşleri ekseninde askeri bir diktatörlük kurulmuş olacaktı. Bu çağ dışı darbe girişimine farklı düşünceden toplumun bütün kesimleri; siyasal partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, medya ve iş dünyası şiddetle karşı koymuşlardır. Gelinen noktada kanlı darbe girişimi bastırılmış, devlet kurumları büyük oranda olağan işleyişine dönmüştür.
FETÖ SADECE TÜRKİYE’Yİ Mİ TEHDİT EDİYOR?
Son darbe girişiminde görüldüğü gibi sapkın bir dini inanışa dayanarak askeri bir diktatörlük kurmak isteyen FETÖ, amacına ulaşmak için hiçbir sınır, ilke ve kural tanımamaktadır. 15 Temmuz’daki girişimde silahsız masum insanları doğrudan öldürmeye yönelik saldırılarda bulunmuştur. Diyalog, hoşgörü gibi kavramları kullanan örgüt, bir STK/hareketin hiçbir şekilde ilişkisinin olmaması gereken stratejik alanlarda örgütlenmektedir. Uzun yıllara dayalı aldıkları eğitim ve öğrendikleri yöntemlerle kendilerini gizlemekte ve yaptıklarını hiçbir şekilde sahiplenmemektedirler. Örgüt, gizli sapkın dini anlayışı, gizli ajandası, amaca ulaşmak için her türlü yöntemi kullanabilmesi nedeniyle sadece Türkiye için değil faaliyet gösterdikleri bütün ülkelerde devletler ve insanlık için bir tehdittir. Örgüt, çalışma yaptığı ülkelerde, Türkiye’de daha önce izlediği stratejinin oldukça benzerini izlemekte, şimdilik kitlelere şirin görünecek faaliyetler gerçekleştirmektedir.
NE YAPILMALI?
Dini değerleri kendi sapkın inanışlarına göre yorumlayan FETÖ, IŞİD ve Boko Haram gibi örgütlerle bütün insanlık ailesi olarak birlikte mücadele edilmelidir. Yurtdışı vatandaşlarımızın, soydaş ve akrabalarımızın, demokrasiye, milli iradeye, insan haklarına ve özgürlüklere saygılı tüm uluslararası kuruluşların ve bireylerin, milletimizin şanlı direnişine vereceği destek unutulmayacaktır.
Bu vesileyle, bir kez daha insanlık dışı bu kanlı darbe girişimini lanetliyor, şehit düşen sivillerimize, polislerimize ve askerlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
T.C. Başbakanlık
Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı