Balkan Göçmenleri Platformu | BGP

ASARLIK

O yeni, taze çam ormanını görür müsün? Vaktinde tarla idi. Bir köşesinde de yaşlı, budaklı bir çam ağacı. Kendimi bitmiş, birileri dikmiş mi, bunu bilen yok. Zamanla çocukların ve kuşların yuvası oluvermiş. Benim, en sevdiğim oyun yeri. Hemen asılırdım ona, budaklar arasında yatır, havaya bakardım. Binlerce iğneli yaprak! Aralarında da öyle güneşten, ışık saçan çemberler oluşturmuş… Mavi, sarı renkli, danteller gibi örülü… Ben de kuruntuya kapılırdım.

Bazen ninemin sesi ile ansızdan kendime gelirim, ama daha doğrusu, ben onun sesini duyamazdım da, beni, çam dallarını sarsmakla “uyandırırdı”:

- Hadi Nigar, kızım, gel demetleri bağlayalım!

Ne de güzel keten yapardı şu tarla! Çiçeklenmesi de, mayıs ayının gökyüzü mavisine benzerdi. O nefis koku, ta tepeyi aşardı ve insanı mıknatıs gibi çekerdi.

- Bizim köyde de keten mi olur?!

- Hem de nasıl keten! Derya deniz! Çiçekleri düşer düşmez, ninemle gelir, ilk baştan yolar, sonra da demetleri bağlardık. Arkadan dedem de talika ile. Yükleriz keteni, doğru Gaşna* deresine. Suda bastırırız, sonra kuruturuz, eve götürürüz. Bundan sonra, ketenin en heyecanlı zamanı gelir! Tüm komşu kızları, kadınlar meciye* toplanırız. Kimi sapları aralıktan geçirirler, kimi taraktan. Yaşlı anneler iğlerde ip işlerler ve bir de bakarsın, o derya deniz yumuşacık ipe dönmüş! Zahmeti çoktur, ama etrafında o coşku, o maniler, o türküler, o şenlikler. Eh, öyle bir zamanlardı..!

Şimdi bizim Asarlık’a bak! Yaşlanmış, ormanlaşmış, sanki hiç o güzelim tarla değilmiş. Tanıyamazsın… O ketenler de kaybolmuş. Yaşlı, koca çam, yuvam kim bilir kimin ocağında kül duman olup gitmiş, Neler neler değişmiş daha…

Sadece o gök mavisi, hala çiçek açan keten halımı anımsatır…



EMEL BALIKÇI ŞAİR

YORUM BIRAKIN