Balkan Göçmenleri Platformu | BGP

Balkanlar'da tarihte bu hafta : 05 - 11 Haziran

5 Haziran 1919: Batı Trakya'da direniş. Batı Trakya’da Yunan işgalinin tamamlanması üzerine Yüzbaşı Fuat Balkan, emrindeki adamlarıyla silahlı direniş başlattı. Daha sonra Bulgar komitacıların da destek verdiği bu direniş yüzünden Yunan Ordusu Batı Trakya'da çok zor durumlara düştü. Dahası arkadan sarılma korkusu yaşayan Yunan Ordusu, iki tümenini burada bırakmak zorunda kaldı. Bu ise Anadolu’ya iki tümen daha az Yunan asker gitmesi demekti. Askeri üs olarak kendilerine Bulgaristan topraklarındaki Bektaşlar (Kamenets) köyünü seçen bulunan Yüzbaşı Balkan öncülüğündeki Türk ve Bulgar komitacıların yürüttüğü bu silahlı direniş, 20 Temmuz 1924’e kadar devam etti.

5 Haziran 1926: Musul sorununda yeni aşama. Türkiye, İngiltere ve Irak arasında Ankara'da imzalanan anlaşmayla Musul sorunu bir karara bağlandı. Anlaşmayla taraflar mevcut sınırı tanımayı kabul etti. Günümüzde Türkiye’nin başını ağrıtan problemli sınır sorunu da böylece ortaya çıkmış oldu. Buna karşılık olarak da, Musul petrollerinden, Irak'a kalan gelirin yüzde 10’unun 25 yıl süre ile Türkiye’ye verilmesi kabul edildi. Daha sonra Türkiye, 25 yıllık bu hakkından toplam 500 bin İngiliz sterlini alarak vazgeçti.

5 Haziran 1991: Atina'dan antidemokratik uygulama. Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Genel Sekreteri, Türk azınlığın durumunu incelemek üzere Batı Trakya’yı ziyaret etti. Fakat Atina, 5 gün süren ziyaret esnasında genel sekreterin, o dönemde “yasak bölge” olarak ilan edilen bölgeye girmesine izin vermedi. Böylece demokrasi ve insan haklarından Yunanistan'ın ne anladığı bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.

6 Haziran 1907: Büyük anlaşma. Büyük Britanya kralı Edward ile Rus Çarı Nikolay 2, Osmanlı Devleti topraklarının, özellikle de Makedonya bölgesinin paylaşılmasını görüşmek üzere Reval’de bir araya geldi. İttihat Terakki Partisi bu gelişme üzerine, oyunu bozmak için 2. Meşrutiyet’in ilanıyla sonuçlanacak eylemlerini başlattı. Osmanlı Devleti'ni kurtarmak amacıyla başlatılan bu hareket daha sonra hedef değiştirdi. Devletin kurtarılamayacağının anlaşıldığı bir noktada, amaç ülkeyi ve ulusu kurtarmaya yöneldi. 9 Eylül 1922'de düşmanın denize dökülmesi ve 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla bu hedefe de ulaşılmış oldu.

8 Haziran 1958: İstanbul Beyazıt Meydanı'nda Kıbrıs için, 300 bin kişinin katıldığı "Ya Taksim, Ya Ölüm" mitingi yapıldı.

8 Haziran 1995: Yunanistan  Ege'de karasularını 12 mile çıkarma hazırlıkları yapıyordu, Türkiye  Büyük Millet Meclisi, 8 Haziranda böyle bir durumda hükümete savaş yetkisi verdi.

9 Haziran 1815: Viyana Kongresi sona erdi. Kongrede dünyanın, özellikle de başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere doğunun, emperyalist batının çıkarları doğrultusunda şekillendirecek olan Şark Meselesi kararı alındı. Böylece günümüzde özellikle Balkanlarda yaşanan pek çok olumsuz olayın, kanlı mücadelelerin temelleri de böylece atılmış oldu. Bazı yazarlara göre günümüzde Amerika ile müttefikleri tarafından yürütülen Büyük Ortadoğu Projesi, 1917’de Rusya’da yaşanan sosyalist, 1920-23 yılları arasında gerçekleşen Türk Bağımsızlık savaşı ve Kemalist Devrim nedeniyle yarım kalan Şark Meselesi’nin tamamlanması sürecinden başka bir şey değildir.

9 Haziran 1923: Bulgaristan'da askeri darbe. Bulgaristan’da gerçekleştirilen bir askeri darbe ile Aleksandır Stanboliyski başkanlığındaki Çiftçi Hükümeti devrildi. Başa geçen Tsankov yönetimindeki milliyetçi hükümetin öncelikli hedefi komünistler ve Türkler oldu. Bu arada Türkler de haklarını korumak amacıyla Turan Cemiyeti ve Türk Öğretmenler Derneği etrafında kenetlendi.  Ancak 1934 yılında gerçekleştirilen askeri darbe Türkler ve dernekleri Turan Cemiyeti için büyük yıkım oldu.

9 Haziran 1975:  Yeni Yunan Anayasası kabul edildi. Anayasa ile Yunanistan demokrasiye kavuştu. Fakat Türklerin yaşadığı Batı Trakya'ya demokrasi, 1990’ların ortalarına kadar hiç uğramadı.  Tam tersine, Türkler en büyük baskıyı 1975 anayasasıyla birlikte; özellikle de Yunanistan’ın 1981’deki Avrupa Birliği üyeliğiyle birlikte yaşamaya başladı. Batı Trakyalı Türkler sadece azınlık haklarından değil, temel insan haklarından bile yoksun bırakıldı.

9 Haziran 1999: Kosova'da yeni dönem. Makedonya’nın Kumanova kentinde, NATO ile Yugoslavya Ordusu ve Sırbistan İçişleri Bakanlığı temsilcileri arasında Askeri-Teknik İşbirliği Antlaşması imzalandı. Anlaşmayla bütün Sırp silahlı kuvvetlerinin en geç 11 gün içinde Kosova’dan ayrılması ve BM’nin kontrolünde uluslararası bir askeri ve sivil misyonun Kosova’da göreve başlaması konusunda uzlaşmaya varıldı. Böylece uluslararası topluluğun Kosova’da görev yapmasının kapısı da açılmış oldu.

10 Haziran 1924: İskeçe’de Türkler, Mehmet Hilmi yönetiminde azınlık yanlısı “Yeni Ziya” adlı gazeteyi çıkarmaya başladı. 

10 Haziran 1930: Ankara Anlaşması imzalandı. Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşma ile iki ülke arası ilişkiler normale döndü. Bunu daha sonra Bulgaristan dışındaki Balkan ülkelerinin de katılımıyla Atina'da imzalanan Balkan Paktı Anlaşması izledi. Bu dönemde iki ülke arasında kurulan bu dostane ilişkiler sayesinde Batı Trakya’daki Türkler biraz daha rahat nefes almaya başladı.

11 Haziran 1931: Belgrad'dan tehlikeli açılım. Yugoslavya’da hükümet, bazı bölgelerde nüfus dengesini değiştirmek amacıyla “kolonizasyon” politikasını uygulamaya koydu. Böylece çok sayıda Sırp ve Karadağlı, özellikle de asker, Müslümanların çoğunlukta oldukları Kosava ve diğer bölgelere yerleştirildi.  Ayrıca bu uygulamadan olumsuz şekilde etkilenen çok sayıda Türk ve Müslüman da Yugoslavya’yı terk edip Türkiye’ye yerleşmek zorunda kaldı.

11 Haziran 1998:  Atina'dan geri adım. Yunanistan, uzun yıllardır uygulamakta olduğu Vatandaşlık Yasası’nın 19. maddesi yürürlükten kaldırdı. Fakat yasanın uygulandığı süre içinde Türklere göre 60 bin 4, Yunan resmi rakamlarına göre 43 bin kişi bu madde yüzünden vatandaşlıktan atıldı. Irkçı yasanın ortadan kaldırılması başka kişilerin aynı acıları yaşamasını engelledi. Ancak vatandaşlıktan atılanların vatandaşlığını geri alması için herhangi bir düzenleme yapılmadı. Almak isteyenlerin önüne de büyük engeller çıkarıldı. 

12 Haziran 1937 : Bulgaristan'da azınlık sorununa bakış. Bulgaristan’ın Şumnu kentinde bulunan polis müfettişi Kostov, Türk azınlık sorununun çözümü konusunda merkeze bir rapor gönderdi. Raporda, Türk sorunundan kurtulmak için yapılması gereken şeyin bir an evvel Türk aydınlarının sayısının azaltılması olduğu belirtiliyordu. Bu yöndeki önerileri dikkate alan Sofya’nın baskıları ve saldırıları sonucu çok sayıda Türk aydını hapse atıldı, pek çoğu da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. 

YORUM BIRAKIN