10 Aralık 1877 - Rus ordusu, Bulgar ve diğer Balkan ülkelerine mensup çetelerle beraber 5 aydır sürdürdükleri kuşatma sonrası, Osmanpaşa komutasındaki Osmanlı ordusunun savunduğu Plevne'yi aldı. Askeri teçhizat, gıda ve giyim kuşamdan yoksun bırakılan, Osman Paşa komutasındaki ordu, şanlı bir direniş sergilemiştir.
93 Harbi olarak da bilinen 1877-78 Osmanlı - Rus Harbi, Osmanlı İmparatorluğu için tam bir faciayla neticelenmiştir. Savaş sonunda imparatorluğun toplam toprağının beşte ikisi, nüfusunun ise beşte biri (5.5 milyon) artık yoktur. Bu kayıpların tek tesellisi Osmanlı askerinin savaş içerisinde gösterdiği cephe olarak kayıtlara geçen şanlı Plevne direnişidir, her şeyden evvel Türk askerinin tarihte gösterdiği direnç ve kahramanlık hikâyelerinin en güzide örneklerinden birisi olmuştur. Burada tam 145 gün boyunca Gazi Osman Paşa komutandasındaki ordu, büyük bir yokluk içerisinde sayıca çok üstün olan Ruslara ve Slav çetniklere karşı emsalsiz bir direniş gösterilmiştir. Bu direniş düşman da dâhil olmak üzere tüm dünya çapında büyük bir hayranlık uyandırmış ve bu hayranlık türkülere, marşlara ilham vermiş, şiirlere ve kitaplara konu olmuştur.
İşte bu şanlı direnişi anlatan Plevne Marşı;
Tuna Nehri akmam diyor,
Etrafımı yıkmam diyor,
Şanı büyük Osman Paşa,
Plevne'den çıkmam diyor.
Tuna nehri akar gider
Etrafını yıkar gider
Şanlı Gazi Osman Paşa
Moskofları kırar gider
Olur mu beyler olur mu
Evlât babayı vurur mu
Padişahın zalimleri
Bu dünya size kalır mı
Düşman Tuna’yı atladı
Karakolları yokladı
Osman Paşa’nın kolunda
Beş bin top birden patladı
Kılıcımı vurdum taşa
Taş yarıldı baştan başa
Ünü büyük Osman Paşa
Askerinle binler yaşa
Plevne’nin ardı bayır
Bizlerde kalmadı hayır
Yok olası Damat Paşa
Yaktı bizi cayır cayır
İstanbul’dan tel geliyor
Kadir Mevlâm dil veriyor
Padişah da pencereden
Baka baka can veriyor
Kapandı Plevne’nin yolu
Düşman sardı sağı solu
Askerim çok cephanem yok
Yetiş Süleyman Paşa kolu
İstanbul’dan gelir kadı
Kalmadı dünyanın tadı
Şaşkın oldu zalim Kadı
Deli oldu deli kadı
İstanbul'un hanımları
Sedeftendir nalınları
Kör olası kâfir Moskof
Öksüz koydun yavruları
Kara kazan coştu derler
Dalga dalga aştı derler
Osman Paşa’nın askeri
Gece burdan geçti derler
Plevne’den toplar atıldı
İslâm Bulgar’a katıldı
Haberin olsun Sultan Hamit
Urum-elleri satıldı
Tuna’ya köprü kuruldu
Askerin boynu vuruldu
Ağlaşın asker, ağlaşalım
Osman Paşamız vuruldu
İstanbul’un hanımları
Serbest gezer zalimleri
Kör olası Moskof’un
Bitmez bilmez zulümler
Tuna üstü esmez oldu
Kılıcımız kesmez oldu
Kör olasın Murat paşa
Cephanemiz yetmez oldu
Karadeniz dalgalandı,
Orta yeri halkalandı,
Kör olası Damat Paşa,
Moskof ile ne laflaştı
Kaleden toplar atılır
Moskof İslâm’a katılır
Osman Paşa’nın elinden
Beş bin top birden atılır
Kahpe Moskof kesti yolu
Almak ister İstanbul’u
Plevne bir toprak kala
Düşman sarmış sağı solu
Bakın hele Balkanlara
Boyanmış hep al kanlara
Benziyor Türk askeri
Ateş saçan volkanlara
Türk’e pusu kurdu Moskof
Bunca yiğit vurdu Moskof
Osman Paşa karşı durur
Almak ister yurdu Moskof
Ağustosta açtı cengi
Görülmemiş daha dengi
Tuna’ya çok kan döküldü
Kıpkırmızı oldu rengi
Merdivenden indirdiler
Han sarayına bindirdiler
Kalk gidelim Osman Paşa
Bizi şimdi öldürürler
Kır atıma attım postu,
Çift tabanca elmas taşlı,
Gitme beyim öldürürler,
Bu vezirler her bir sözde.
Taş tabyaya toplar patlar
Osman Paşa istihkâm yapar
Süvariler çadır çarpar
Kâfir Moskof karşıdan bakar
Karadeniz [hep] kopuştu
Şipka Balkanı tutuştu
Bakın arkadaşlar bakın
Hızır mı bize yetişti
Karardı kazan karası
Karardı asker arası
Bugün bizi öldür [ür] (ecek)ler
Arkamızda süngü yar(a)sı
Çadırımız mavi beyaz,
Bu sene gelmedi mi yaz?
Aman kâtip haller yaman,
Beni başka deftere yaz.
Balkanları tez aşmalı
Kafkasya’ya ulaşmalı
Zafer için gece gündüz
Rabbimize yalvarmalı
Eğildim bir su içmeye
Atıma yollar biçmeye
Karşıdan Ruslar göründü
Utandım geri kaçmaya
Arabalar gelir geçer
Camları açar pencere
Osman Paşa’nın askeri
Sokak sokak yalım geçer
Karadeniz kararın yok
Gonce gülün timarın yok
Seni Moskof güle ürsün
Senin halden haberin yok
Çadırımın ipi yerde
Üstümüzde yeşil perde
Urun evlatların urun
Umudumuz yok geride