BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DAĞLARA MI ÇEKİLDİ?

 



( Yergi)



Şu dünyayı anlayamadım, gitti. Evvel zamanlarda bir yerde bir tüfek patlasın, bir insan canına kıyılsın BM Teşkilatı hemen oturarak, konuyu ele alır, suçluya ne cezası varsa çektirirdi. Bir sözle gerekli yatırımı uygulardı..

Beş altı yıldan bu yana hepimiz şahidiz. OrtaDoğu kan gölüne döndü. Sadece tüfekler değil, bombaların her çeşiti patlatıldı. Hele uçaklardan atılan gülleler ortalığı delik deşik etti.

Bu coğrafyanın bir Halep’i vardı. Kadim şehir, günümüzün de bir inci parçası idi...

Yok artık Halep! Üst üste beton, demir yığınları...

Hadi, diyelim, inşaat firmaları daha şimdiden beş kat daha güzelini dikmek için kolları sıvadılar. Ya, bunca ölüleri geri döndürebilir misin? Yaşlı, çocuk, anne, bebek...Yedi çocuğundan haber alamadan sokak ortasında can veren anneye hiç yürekler yanmaz mı? Akdeniz sularının kıyıya vurduğu yavrucukları görünce, kılı kıpırdamayanlar canilerle ortak değiller midir acaba?!

Eğer, Allah korusun böyle bir katliam her hangi bir Amerikan, Fransa veya Rusya şehrinde gerçekleşseydi, yer yerinden oynamaz mıydı? Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyleri, ÜNESKO’lar gece yarılarına, hatta sabahlara kadar otururlar, işi bir karara bağlarlardı...

Avrupa ve Balkan devletlerini yakılan, yıkılan binalar, aç, açık kalan insanlar hiç mi ilgilendirmiyor? Varsa da, yoksa da, şu göçmenlerin, kaçakların önüne nasıl set çekecekler, demirden, betondan, kaç metre duvar örecekler?

Haaa, başka dertleri, sorunları da var: Şu Noel geliyor ya! Hediye derdi var, evler, Noel ağaçları nası süslenecek, masalar, yemeklerle, içkilerle nasıl donatılacak. Buna karşılık üst baş, giyim de ona göre bir sorun...

Hey, dünya, Halep gibi insanıyla, binasıyla onlarca, yüzlerce yerleşke yerle bir edilirken kulak ver, cellatlara:”Dur!” de.

İnşallah, dağlara, kış gezilerine çıkan BMT ve GÜVENLİK KONSEYİ adamları da yakın zamanda yerlerini alırlar, silahlar susturulur, kırık, yıkık da olsa herkes yuvasına döner...