Bulgaristan’daki değerli dostlarım,
Bu güzel ülkedeki görev sürem sona erdi. Dört yıl boyunca sizlerin büyük desteğiyle sürdürdüğüm yolculuğun son durağındayım.
Geriye dönüp baktığımda aklıma ünlü bir yazarın şu satırları geliyor; “zamanların en kötüsüydü, zamanların en iyisiydi; hem umutsuzluk kışı hem umudun baharıydı”.
Geçtiğimiz dört yıl gerçekten de öyleydi: Dünyayı sarsan Covid pandemisiyle başladı görevim, nice canlarımızı kaybettik. Sınırlar kapandı; şehirler, parklar kapandı. Bunu atlattık derken Ukrayna savaşı, enerji ve ulaştırma krizleriyle boğuştuk. Türk milletini derinden sarsan deprem felaketi sırasında da Bulgaristan'daydım. Kederlerin en derinini yaşadık beraber.
Bulgaristan’da iç siyasi ortam karışıktı, arka arkaya beş seçim yaşandı; altıncısı da yakında olacak.
Bu karanlık tablo Bulgaristan’ı da Türkiye’yi de ziyadesiyle etkiledi.
Diğer taraftan Bulgaristan’da geçirdiğim dört yıl, mutlulukların ve şereflerin en büyüğünü yaşattı bana. Her şeyden önce şanlı Cumhuriyetimizin 100. yılını Atamızın da görev yaptığı Bulgaristan’da kutlamak nasip oldu. Filenin Sultanlarını birlikte Filibe'de destekledik, galibiyetlerine sevindik. Bu dönemde Bulgaristan ve Türkiye birbirine iyice yakınlaştı. Deprem felaketinde yardımımıza ilk koşan ülke Bulgaristan oldu. Türkiye, Bulgaristan’ı düzensiz göçmen baskısından korudu. Karadeniz güvenliği için iki ülke birlikte çok önemli bir girişimi hayata geçirdi. Ticaret hacmimiz 10 milyar Dolar hedefine yaklaştı. Türk yatırımları arttı. Bulgaristan Türkiye’ye en çok turist gönderen üçüncü ülke oldu.
Umutsuzluğun kışına karşı umudun baharı Bulgaristan ve Türkiye arasında yeşerdi.
Birlikte çalıştığımız Hükümetlere, Bakanlara, kurumlara gösterdikleri yakın işbirliği için içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Görev sürem sonunda beni üstün hizmet nişanıyla onurlandıran Cumhurbaşkanı Sayın Radev’in şahsında Bulgaristan Devleti’ne teşekkür ederim.
Beni bu şerefli göreve atayan Sayın Cumhurbaşkanımıza, desteklerini esirgemeyen Dışişleri Bakanlığımıza ve tüm ilgili kurumlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Son olarak, Bulgaristan Türklerine seslenmek istiyorum. Sizlere gönülden bağlandım bu dört yıl içinde. Deliorman’dan Tuna boylarına, Kırcaali’den Rodoplar’a elimden geldiğince dolaşmaya, sizlerle beraber olmaya çalıştım. Beni tüm samimiyetinizle bağrınıza bastınız. Anavatana dönüyorum ama kalbim Rumeli’de kaldı. Allah’a emanet olun güzel kardeşlerim.
Kaynak: Kırcaali Haber