Yılan hikayesine dönen Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde artık Türk toplumunda kırılmalara yol açmış durumda . Türkiye'den önce başvuran bir çok ülke üyeliğe kabul edilirken , bazı ülkelere erkende serbest dolaşım (Vizesiz Giriş) hakkı verilirken Türkiye için sürekli bir bahane bulunuyor ve süreç uzatıldıkça uzatılıyor .Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci, 1963 yılında Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile ortaklık anlaşması imzalamasıyla başlayan ve 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla devam eden bir süreçtir. 1999 yılında AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı. Türkiye rekabet ortamı olmadan , alt yapı ortamı oluşmadan AB fonlarından faydalanmadan Gümrük Birliğini (Avrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği), (Türkiye'de Gümrük Birliği) 6 Mart 1995 tarihinde Ankara Anlaşması ile kurulan AT-Türkiye Ortaklık Konseyi'nin uygulama kararı almasıyla 31 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe giren gümrük birliğini imzalayarak kabul etmiştir. Böylece ticari ürünler, her iki taraf arasında herhangi bir gümrük kısıtlaması olmaksızın alınıp satılmaya başlanmıştır. Türkiye, gümrük birliği protokolünü kabul ederek, AB'ye dış ilişkilerini yönlendirme , ön koşul olmaksızın AB'nin üye olmayan bir ülke ile imzaladığı (yani dünyada diğer tüm ülkeler) tüm anlaşmaları kabul etmiş oldu , Türkiye gümrük birliğine girerek, AB bilgisi olmadan herhangi bir AB üyesi olmayan ülke anlaşma yapmamayı kabul etti , Türkiye, gümrük birliğine girerek, kayıtsız şartsız AB gümrük birliği için yapılan yeni yasalara paralel yasaları yapmayı kabul etmiş oldu , Türkiye, gümrük birliğine girerek, tüm yasaları ve tek Türk hakimi olan Avrupa Adalet Divanının kararlarını kabul etmiş oldu , Türkiye, gümrük birliğine girerek, Avrupa mallarına kendi pazarını açtı. Türkiye'nin yerli mallarındaki standart farkı nedeniyle rekabet etmekte büyük bir zorluklar yaşadı. Avrupa malları, herhangi bir gümrük ücreti olmadan Türkiye'ye akmaya başladı. Neticede üyeliğe kabul edilen diğer ülkeler , AB fonlarından faydalanarak tarım ve sanayilerini güçlendirip rekabete hazırlandılar , AB üyeliklerini gerçekleştik den sonra Gümrük Birliğini kabul ettiler. Türkiye aleyhine olsa da Gümrük Birliğini peşinen kabul etmiş oldu , buna karşın AB üyeliği yıllardır kabul edilmiyor ve kabul edileceğine Türk halkının büyük bir bölümü inanmıyor. Tam üyelik bir yana hala Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına serbest dolaşım (Vizesiz Giriş) hakkı bile verilmiyor. 1987 yılında başlayan ve devam eden bu üyelik sürecinde Türkiyeyi yöneten Turgut Özal , Yıldırım Akbulut ,Mesut Yılmaz , Tansu Çiller , Necmettin Erbakan ,Bülent Ecevit , Süleyman Demirel , Abdullah Gül , Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu uyum yasalarının gerçekleşmesi için çaba sarf ederek , bu yasaların Türkiye'nin tüm alanalar da gelişmesi için ihtiyaç olduğunu vurguladılar ve Türk halkına AB üyeliği için ümitvar oldular. Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekleşmesine inananların sayısının azaldığı günümüzde , Türkiye AB Gümrük birliğini gözden geçirse , kısaca Türkiye AB Gümrük Birliğinden çıksa ne olur ?
WWW.BGP.COM.TR
