Balkan Göçmenleri Platformu | BGP

Yunanistan’da Türk ve İslam düşmanlığı sınır tanımıyor

Yunanistan Parlamentosu 2. Başkan Yardımcısı Yeni Demokrasi Partisi (YDP) Milletvekili Haralambos Athanasiu, “Böyle giderse Midilli adası kısa zamanda ikinci Rodop ili olacak” dedi. Athanasiu’nun göçmenleri ve Batı Trakya Türklerini hedef alan bu provokatif açıklamaları ülkedeki ırkçılığın tehlikeli boyutlara ulaştığını gösterir nitelikte.

Merkez sağın kalesi söylemiyle yola çıkan ancak aşırı sağcıların çatısı haline gelerek seçimleri kazanan YDP’nin iktidara gelmesiyle giderek artan Türk ve İslam düşmanlığı tehlikeli boyutlara ulaşmaya başladı. YDP’li Athanasiu, göçmen ve mülteci sorununu kendi siyasi çıkarlarına alet ederek bu konu üzerinden Yunan vatandaşı olan Batı Trakya Türk toplumunu Yunanistan için bir ‘tehdit’ ve ‘tehlike’ unsuru olarak gösterdi.

MÜSLÜMAN GÖÇMENLER ÜZERİNDEN BATI TRAKYA MÜSLÜMAN TÜRKLERİ DE DÜŞMAN GÖSTERİLİYOR

Ülkede ana gündem konularından biri haline getirilen Müslüman göçmenlerin durumu üzerinden yapılan televizyon tartışmaları ve siyasi açıklamalarla tehlikeli provokasyonlar dikkat çekiyor. Özellikle YDP’li parti mensupları ve siyasetçiler tarafından yapılan açıklamalarla Müslüman göçmenler aleyhine olumsuz ve ötekileştirici bir algı yaratılmaya çalışılırken, bunlar üzerinden Rodop İlinin de yer aldığı Batı Trakya’daki Yunan vatandaşı Müslüman Türk Azınlık mensuplarının da can ve mal güvenliğini tehlikeye atabilecek düşmanca bir söylem kullanılıyor. Bunun son örneğini YDP’li Meclis 2. Başkan Yardımcısı Haralambos Athanasiu ortaya koydu.

HUZUR ve BARIŞI TEHDİT EDEN TEHLİKELİ PROVOKASYON

Geçmişte Adalet Bakanınlığı da yapmış olan YDP’li Meclis Başkan Yardımcısı Haralambos Athanasiu, Müslüman göçmenler hakkında yaptığı konuşmada, “Böyle giderse Midilli adası kısa zamanda ikinci Rodop ili olacak, 15-20 yıl içinde ada nüfusunun üçte biri Müslümanlardan oluşacak.” sözleri ülkede ırkçılar tarafından memnuniyetle, Batı Trakya Türkleri tarafından ise endişeyle karşılandı. Türk Toplumunda, “Sistematik olarak Azınlık ve İnsan Hakları ihlalleri ve baskılardan sonra şimdi de iktidar yetkilileri tarafından kamuoyu için “tehlikeli” bir hedef haline getirilerek can ve mal güvenliğimizi tehdit edilir hale getirebilecek açıklamalar yapılıyor. Bunun sonu nereye varacak?” soruları gündeme geldi.

Milletgazetesi.gr

YORUM BIRAKIN