Tarihin sayfalarına kazınmış acılar, bazen silikleşse de unutulmaz. Bulgaristan’daki Türklerin yaşadığı sıkıntılar da tam olarak böyle bir hikâyedir. Bir dönem komünist rejimin ağır baskılarına, asimilasyon politikalarına maruz kalan bu insanlar, bugün hâlâ aynı korkularla yaşamaya devam ediyorlar. Ne yazık ki, değişen isimler ve sistemler altında eski dönemlerin karanlık izleri sürüyor.
Bugün Bulgaristan’da Türk olmak hâlâ zor. Komünist dönemde insanların Türkçe isimleri zorla değiştirildi, Türkçe konuşmaları yasaklandı ve ibadet özgürlükleri ellerinden alındı. Şimdi ise başka bir biçimde ama aynı temelde Türkler, Türk oldukları için zulüm görüyor. Bu baskılar fiziksel olmasa bile psikolojik olarak bir ağırlık yaratmaya devam ediyor.
Bulgaristan Türkü’nün en büyük suçu ne olabilir? Sadece Türk olmak! Bu, tarih boyunca birçok kez görülen bir durumdur. İnsanın kimliği, dili, dini ya da kültürü, onun vazgeçemeyeceği bir parçasıdır.
Bugün Bulgaristan’daki Türkler, özgür bir ülkede yaşasalar da hissettikleri baskı, onları hâlâ tutsak gibi hissettiriyor. Farklı yöntemlerle uygulanan ayrımcılık ve sindirme politikaları, onların günlük hayatında büyük yaralar açıyor. Eğitimden iş dünyasına, sosyal hayattan siyasi temsile kadar birçok alanda karşılaştıkları engeller, bu baskıların en somut örnekleri. Özgürlük ve eşitlik söylemleri altında gizlenen bu tavırlar, Türk kimliğini hâlâ tehdit altında tutuyor. Ancak bu baskılar sadece dışarıdan gelmiyor. En acısı, bazen bu baskıların bizzat Türkler tarafından Türklere uygulanıyor olması. Türklerin Türklere yaptığını, tarihte başka milletlerin bile yapamadığı bir tür ihaneti andırıyor. Kendi halkına sahip çıkması beklenen liderler ve kurumlar, zaman zaman çıkar çatışmaları veya dış baskılar sebebiyle Türk kimliğini savunmaktan geri duruyor. İnsan, kendi milletinden gelen bir darbenin yarattığı hayal kırıklığını başka hiçbir şeyle kıyaslayamaz.
Türklerin Türklere uyguladığı bu durum, Bulgaristan’daki Türklerin mücadelelerini daha da zorlaştırıyor. Birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri gerekirken, kendi içlerindeki bu parçalanmışlık onları daha da savunmasız bırakıyor.
Tarih boyunca Türklerin en büyük gücü dayanışmaları olmuşken, bugün bu dayanışmanın yerini bireysel çıkarların alması, toplum olarak büyük bir zayıflık yaratıyor. Ancak umut her zaman vardır. Türk milleti, zor zamanlarda yeniden kenetlenmeyi ve birbirine sahip çıkmayı başarabilecek bir geçmişe sahiptir.
Bir gün bu baskıların tamamen sona erdiği, Türklerin kendi kimliklerini korkusuzca yaşayabildiği bir geleceğin mümkün olduğuna inanıyorum. Çünkü Türk milleti her zaman mücadele etmeyi ve zorlukların üstesinden gelmeyi bilmiştir.
Bu da geçecek! Ve bir gün, Bulgaristan’da Türk olmak suç değil; dünyaya umut olan bir onur, özgürlüğün simgesi ve kardeşliğin en güçlü bağı olacak.
Sevilay Mustafa - Yılmaz
05.02.2025 Kırcaali
Kaynak: Kırcaali Haber
