balkangocmenleri.com

BALKAN ÜLKELERİ - TÜRKİYE

Türkiye veya resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Anadolu’da, küçük bir bölümü ise Balkan Yarımadası’nın güneydoğu uzantısı olan Trakya’da yer alan kıtalararası bir ülkedir. Kuzeybatıda Bulgaristan, batıda Yunanistan, kuzeydoğuda Gürcistan, doğuda Ermenistan, İran ve Azerbaycan, güneydoğuda ise Irak ve Suriye ile sınır komşusudur. Güneyini Kıbrıs Adası ve Akdeniz, batısını Ege Denizi ve kuzeyini Karadeniz çevreler. Marmara Denizi ise İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı ile birlikte Anadolu’yu Trakya’dan, yani Asya’yı Avrupa’dan ayırır.

Türkiye toprakları üzerindeki ilk yerleşmeler Yontma Taş Devri’nde başlar. Doğu Trakya’da Traklar olmak üzere, Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Dor istilası sonucu Yunanistan’dan kaçan Akalar tarafından kurulan İyon medeniyeti gibi çeşitli eski Anadolu medeniyetlerinin ardından, Makedonya kralı Büyük İskender’in egemenliğiyle ve fetihleriyle birlikte Helenistik Dönem başladı. Daha sonra, sırasıyla Roma İmparatorluğu ve Anadolu’nun Hristiyanlaştığı Bizans dönemleri yaşandı. Selçuklu Türklerinin 1071 yılında Bizans’a karşı kazandığı Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu’daki Bizans üstünlüğü büyük ölçüde kırılarak Anadolu, kısa süre içerisinde Selçuklulara bağlı Türk beyleri tarafından ele geçirildi ve Anadolu toprakları üzerinde İslamlaşma ve Türkleşme faaliyetleri başladı. Kısa sürede Anadolu’daki diğer Türk beyliklerinin üzerinde hakimiyet kuran Konya merkezli Anadolu Selçuklu Sultanlığı, 1243 yılındaki Moğollara karşı kaybedilen Kösedağ Muharebesi’ne kadar Anadolu’yu yönetti. Anadolu’daki Moğol istilalarından sonra zayıf duruma düşen Anadolu Selçuklu Devleti, Anadolu’da yerini yeni Türk beyliklerine bıraktı.

13. yüzyılın sonlarından itibaren Batı Anadolu’daki Türk beyliklerinden biri olarak ön plana çıkan ve bağımsızlık kazanan Osmanlılar, 14. yüzyılda Balkan topraklarında gerçekleştirdiği fetihlerle büyük bir güç haline geldi ve Anadolu’daki diğer Türk beylikleri üzerinde de hakimiyet kurdu. Osmanlılar, 1453 yılında II. Mehmed’in İstanbul’u fethederek Bizans İmparatorluğu’na son vermesiyle imparatorluk haline geldi. İmparatorluk, zirvesini 16. yüzyılda, özelikle I. Süleyman döneminde yaşadı. 1683 yılındaki II. Viyana Kuşatması sonrasında gelen bozgun ve 15 sene süren Kutsal İttifak Savaşları sonucunda Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’ya karşı üstünlüğü sona erdi.

19. yüzyıla gelindiğinde imparatorluk, Tanzimat adı verilen ciddi bir modernleşme sürecine girdi. 1876 yılında Türk tarihinin ilk yazılı anayasasının ilan edilip meclisin açılmasıyla başlayan I. Meşrutiyet devri, 1878 yılına kadar sürse de, 1908 yılında II. Meşrutiyet ilan edilerek anayasa tekrar yürürlüğe girdi. Ancak yapılan reformlar, imparatorluğun dağılmasını engelleyemedi. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı’na İttifak Devletleri’nin yanında giren imparatorluk, savaş sonucunda yenik düşerek 30 Ekim 1918 tarihinde tüm orduların teslim olması şartını kabul etti ve akabinde İtilaf Devletlerince işgal edildi. 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgal edip bazı milletvekillerini tutuklayarak sürgüne göndermesi sonucunda Meclis-i Mebûsan’ın kapanmasıyla Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu. Onun önderliğinde işgalci kuvvetlere karşı yapılan Kurtuluş Savaşı (1919-1922) başarıya ulaşarak, 1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın kaldırılmasıyla Osmanlı monarşisi ve Osmanlı İmparatorluğu tarihe karıştı. 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilan edilmesi ve 3 Mart 1924’te de hilafetin kaldırılıp Osmanlı Hanedanı’nın yurt dışına sürgün edilmesinden sonra, çağdaş Türkiye’nin oluşumunda önemli yer tutacak olan bir dizi devrim gerçekleştirildi.

Türkiye, cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetilen demokratik, laik ve üniter bir anayasal cumhuriyettir. Resmî dili, nüfusunun %85’inin ana dili olan Türkçedir. Ülkenin %70-80’ini Türkler, geriye kalanını Lozan Antlaşması’na göre yasal olarak tanınan milletler (Ermeniler, Rumlar ile Yahudiler), yasal olarak tanınmayan Kürtler ve diğer halklar (Arnavutlar, Boşnaklar, Çerkesler, Gürcüler, Lazlar ile Zazalar vs.) oluşturmaktadır. Nüfusunun büyük bölümü Sünni Müslümandır. Avrupa Konseyi, NATO, OECD, AGİT ve G-20 topluluklarına üye olan Türkiye 1963’te Avrupa Ekonomik Topluluğu ortak üyesi olmuş, 1995’te de AB Gümrük Birliği’ne katılmış ve Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakerelerine 2005’te başlamıştır. Ülke ayrıca Türk Devletleri Teşkilatı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi örgütlere de üyedir. Günümüzde Türkiye, askerî kapasitesi ve diplomatik girişimleri sayesinde bölgesel güç kabul edilirken; Avrupa ve Asya kıtalarının kavşak noktasında yer alması nedeniyle önemli bir jeostratejik güce sahiptir.

Etimoloji
Türkiye’nin adı, “Türk” etnik kimliği adından gelir.[7] Sözcüğün günümüzdeki hâlinin orijinali, bugünkü Türkiye toprakları için ilk kez 12. yüzyılda İtalyanlar tarafından Orta Çağ Latincesi kullanılarak Turchia veya Turcmenia şekillerinde oluşturuldu.[8][9] Bunların yanı sıra, Orta Çağ’ın Alman seyyahları bölgeyi Turkei veya Tirkenland şeklinde, Fransızlar ise Turquie şeklinde andı.[9]

Sözcüğün Yunanca soydaşı olan Tourkia (Yunanca: Τουρκία), Bizans İmparatoru ve bilgini VII. Konstantinos tarafından De Administrando Imperio kitabında kullanıldı. Osmanlı İmparatorluğu ise, kendi çağdaşı olan diğer ülkeler tarafından ara ara Türkiye veya Türk İmparatorluğu şeklinde tanınırdı

Kaynak: balgoc.org.tr

YORUM BIRAKIN