Pazar, 17 Mart 2024 Bursa
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan katıldığı Rumeli Balkan buluşmaları iftar programında Balkan Rumeli camiasını temsil eden sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile bir araya geldi. Bakan Fidan Türkiye'nin dış politikasının ana hatlarından mesajlar verdiği konuşmasında Bursa'nın Anadolu'nun, Rumeli'nin ve Türk İslam medeniyetinin merkezi olduğunu söyledi.
Balkanların bütün renklerinin, bütün şehirlerinin, bütün güzel insanlarının ancak Bursa gibi bir medeniyet başkentinde bir arada olabileceğini belirten Bakan Fidan yaptığı konuşmada "Geniş bir coğrafyanın kimliği ve tarihi birikimi adeta tek bir şehrin bünyesinde bir araya gelmiş" dedi. Bunun bir tesadüf olmadığını vurgulayan Bakan Hakan Fidan bu birliktelik ve zenginliğin bize şanlı tarihimizin bir mirası olduğunu söyledi.
Bakan Fidan Bursa'nın Osmangazi'nin rüyasında görüp Şeyh Edebali'ye yorumlattırdığı koca çınarın bir cihan devletine dönüştüğü kent olduğunu da vurgulayarak " Bursa işte bu koca devletin kök saldığı topraklardır. Bu gün bile Balkanların her köşesinde Bursa'dan, bu büyük başkentten izler görüyoruz. Bizler bunun canlı şahitleriyiz. 1.5 ay kadar önce Bulgaristan'da bir resmi ziyaretteydim. Resmi temaslarımızın ardından Sofya'da bulunan Kadı Seyfullah Camii'ne gittim. Diğer ismi ile Banya Başı Camii. Sofya'nın göbeğinde ecdat yadigarı 450 yıllık bir kutsal mabetten söz ediyorum. Türkiye'nin restore ettirdiği bu cami hakkında bilgi alırken başkent Türkleri'nden bir kardeşimiz şunları söyledi. "Hamdolsun camimiz Balkan Türklüğü, Balkan müslümanlığı gibi dimdik ayakta."Türkiye var oldukça, sizler var oldukça, Balkanların, Rumeli'nin dört bir yanındaki kardeşlerimiz var oldukça hep birlikte dimdik ayakta kalacağız. Medeniyetimiz de, memleketimiz de dimdik ayakta kalacak" dedi.
"BALKAN TÜRKLERİ'NE HİZMET ETMENİN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUM"
Kendilerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yola çıkarken sınırlarımız dışında kalan soydaşlara ve din kardeşlerimize destek olmayı temel öncelik olarak belirlediklerini de söyleyen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu doğrultuda son 21 yılda Türkiye'nin yardım ve destek kapasitesinin her anlamda güçlendirildiğini, yaygınlaştırıldığını ve kurumsallaştırıldığını belirtti.
Hakan Fidan bu gün itibari ile devletimizin gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin neye ihtiyaç duyarlarsa yapabilecek kapasiteye geldiğimizi belirttiği konuşmasında TİKA başkanlığından beri 21 yıldır tüm görevlerinde bu sürece katkı sunmaktan büyük bir onur duyduğunu vurguladı.
Bu gün itibari ile salonda bulunan bir çok arkadaşı ile birlikte bu uzun yolculukta Balkan Türkleri'ne hizmet etmenin derin mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Bakan Fidan, "Bizler hepimiz bu davanın daimi neferleriyiz. Şimdi ise bu misyona katkıyı dışişleri bakanı olarak sürdürmekteyim" dedi.
Balkanların her daim öncelikleri olacağını, hiç kimsenin endişe etmemesini isteyen Bakan Fidan devlet olarak bölgeye dair çalışmaları yürütürken sivil toplum kuruluşları ile el ele olacaklarının altını çizerek "Biz hayırda bulunmayı seven ancak bundan bahsetmekten çok hoşlanmayan bir milletiz. Bursa, valiliği, belediyesi, Bal - Göç başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri ve dernekleri ile, iş insanları ile, gönüllüleri ile, örgütleri ve dernekleri ile Balkanlar'da büyük ve hayırlı işlere imza atıyor. Tarihi eserlerimizin restorasyonundan yeni cami ve mescit inşasına , zor durumdaki kardeşlerimize el uzatmaktan toplu iftarlara kadar çok şükür Bursalı kardeşlerimizin ön safta olduğunu görüyoruz" dedi.
TÜRKİYE GÜVENİLİR ÜLKE
Soydaşlarımıza, din kardeşlerimize omuz veren, destek olan, taş üstüne taş koyan herkese de teşekkür eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tüm dünyanın zorlu bir dönemden geçtiğine dikkat çekti. Bu anlamda içinde bulunduğumuz bölgenin nereye gittiğinin iyi analiz edilmesi gerektiğini ifade eden Bakan Fidan milli menfaatlerimizi korumanın yolunun bu gelişmeleri doğru okumaktan geçtiğini de vurguladı. Fidan, dünyanın dört bir yanındaki soydaşlarımıza, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize gerçek manada sahip çıkmanın yolunun da buradan geçtiğini ifade ettiği konuşmasında dünyada jeopolitik rekabetin yanı sıra krizlerin ve çatışmaların arttığının da görüldüğünü belirtti.
Bu anlamda Türkiye'nin kuzeyinde ve güneyinde yaşanan savaşlara dikkat çeken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Ukrayna ve Gazze'de yaşanan mezalimleri de hatırlatarak İsrail'in sadece uluslararası hukuku değil tüm insani değerleri ayaklar altına aldığını, bu durumun sadece Gazze'de yaşanmadığını Batı Şeria'nın da aynı durumda olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bu mezalimin son bulması için tüm gücüyle çalışmaya devam ettiğini belirten Fidan, Filistinli kardeşlerimizi asla ve asla yalnız bırakmayacağız"dedi.
Uluslararası bu gelişmelerin Balkanların sinir uçlarına dokunduğuna da işaret eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Bosna Hersek'teki ayrılkçı söylemler ile Kosova Sırbistan gerginliğine dikkat çekti. Yaşanan bu durumların bölge açısından endişe verici olduğunu söyleyen Fidan bu dönemde Türkiye'nin ayrım gözetmeden aktif bir politika izleğini, bu anlamda da bütün kesimleri kucakladıklarını söyledi.
Balkanlar'da her ülke ile kurulan diyaloğ kanallarından, her düzeydeki yoğun temas trafiğinden Türkiye'nin güvenilir ülke olduğunu gördüklerini de ifade eden Bakan Fidan istikrar, barış ve refah yolunda her ülke ile ilişkilerimizi güven temelinde sürdürdüğümüzü, bu durumu da en üst seviyeye çıkarmak için durmaksızın çaba hardıklarını aktardı.
BALKANLARDAKİ ORTAK ÇIKARLARIMIZ TEMEL ÖNCELİĞİMİZ
Bu gün bölge ülkelerinin bir çoğu ile stratejik ortaklığın tescil edildiğini, çok taraflı platform ve içerik çalışmaları ile de sürece öncülük edildiğini belirten bakan Bakan Fidan Güneydoğu Avrupa ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın çalışmalarında sağlanan işbirliğinin bu vizyonun bir sonucu olduğunu belirtti.
Bu çok taraflı girişimlerin çok kıymetli katkılar sağladığını bunun da bölgesel sahiplenme kültürünün gelişmesi olduğunu ifade eden Hakan Fidan, "Türkiye'nin yaklaşımının diğer aktörlerden farkı tam da buradadır. Biz Balkanların, Rumeli'nin bölge halklarının ortak çıkarlarını temel öncelik olarak kabul ediyoruz. Bölgemizde gerginlik istemiyoruz. Sorun gördüğümüzde hemen devreye girerek arabuluculuk yapıyoruz. Balkanların kalbinde yer alan Bosna Hersek bu bakımdan çok iyi bir örnektir. Bu ülkede istikrar, barış ve huzur tüm Balkanlar, tüm Avrupa için stratejik öneme sahiptir. Bu nedenle gerek ülke içindeki, gerekse de ülke dışındaki tüm kesimlere Bosna Hersek'in toprak bütünlüğünü hedef alan tek taraflı eylem ve söylemlerden kaçınma çağrısı yapıyoruz. Sadece çağrı yapmakla kalmıyor destekliyoruz da. Kosova Sırbistan gerginliğini yine büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Her iki ülkenin de güvendiği bir devlet olarak Belgrad Priştine sürecine tam destek vermekteyiz. Büyük bir mutlulukla söylemek isterim ki Ekim ayından beri üstlendiğimiz NATO Kosova Barış gücü komutanlığımız sahada hemen çok büyük bir fark yarattı. Komutanımızın gerek Kosova gerek Sırbistan makamları ile tesis ettiği güven ilişkisi sayesinde huzur ve güvenlik çok şükür tesis edildi. Bu koşulların sürmesini ümit ediyoruz. Bi üzerimize düşen her katkıyı vermeye devam edeceğiz. Esasen Balkan devletleri olarak böyle davranmalıyız. Çünkü barış ve güvenlik olmayınca ne büyük acılar yaşadığımızı en iyi bizler biliyoruz. Bunun için kendi söküğümüzü yine kendimiz dikiyoruz. Dışarıdan dikte edilen. Bu bölgenin gerçeklerine uygun olmayan politikaların sonuçları ortada. Bu politikalar sadece ve sadece çatışmalar ve krizler yaratır. Sanki daha dün tarifsiz acılar katliamlar yaşanmamış gibi bu gün hala o sorumsuz politikalarda diretenler var. Biz her kesimin güvenine sahip bir bölge ülkesi olarak bu yanlışları dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Biz doğruları söyledikçe, doğru politikaları uyguladıkça bu defa Türkiye'yi rakip, hatta hasım gibi görenler ortaya çıkıyor.
Batı Balkanlar gibi tarihten kopuk, farazi kategoriler bu yüzden icad ediliyor. Böyle yöntemler ile Türkiye'yi Balkanlardan koparabileceğini düşünenlere açık ve net bir mesajımız var. Bu gün Balkanlar'da 30 yıl önceki gibi acılar yaşanmıyorsa bu Türkiye sayesindedir. Türkiye'yi hasım gibi görenlere şunu çok açık bir şekilde söylüyoruz. Sizin stratejik vizyonsuzluğunuzun vebalini bölge ülkeleri olarak artık biz çekmeyeceğiz. Türkiye olarak dostlarımızla işbirliği içerisinde bir birimizle yol yürümeye devam edeceğiz. İçiniz rahat olsun. Biz devlet olarak bütün önlemlerimizi alıp stratejimiz ile vizyon oluşturuyoruz . Değerli kardeşlerim bu yolda sizlere de büyük sorumluluklar düşüyor. Sizler Balkanlardan kopmadığınız sürece, Rumeli'den kopmadığınız sürece Türkiye'yi hiç bir güç evlad-ı fatihandan, bölgedeki kardeşlerimizden asla kopartamayacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle Kırcaaliye, Deliorman'a, Rodoplar'a, Dobruca'ya, Batı Trakya' ya, Sancağa, Kalkandelen 'e, Mamuşa'ya, İşkodra'ya, tüm Balkanlar'a Bursa'dan selamlarımızı gönderiyorum"dedi.
Kaynak: BALKAN ABER