10.11.2015
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 77. Yıldönümünde saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz.
Atatürk, üstün bir askeri dehanın yanısıra, döneminin ötesinde yöneticilik anlayış ve becerilerine sahip, gücünü milletine olan güveninden alan bir liderdir. O’nu çağdaşlarından farklı kılan, yalnızca milletinin hürriyeti ve istiklali için savaşmış bir ulusal kahraman olması değil, engin birikim ve ileri görüşüyle, kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için hayatı boyunca yılmadan azim ve kararlılıkla mücadele etmesidir.
29 Ekim 2015 tarihinde 92. Kuruluş yıldönümünü birlikte kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin başarı ve kazanımları, birbirini izleyen büyük savaşlar ve yıkımın ardından, pek zor şartlar ve imkansızlıklar altında temelleri atılan bir ülkenin, zaman içinde katettiği mesafeyi ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir. Şüphesiz, hukukun üstünlüğü, laiklik, çoğulcu demokrasi gibi evrensel ilke ve değerler üzerine inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin, bugün örnek bir ülke haline gelmesinde Atatürk ve dava arkadaşları ile onların başlattığı kalkınma, ilerleme ve çağdaşlaşma yolunda yürüyüşü devam ettiren devlet adamlarının, bilim insanlarının, sanatçıların, sivil toplumun, genci ve yaşlısıyla tüm Halkımızın katkısı bulunmaktadır.
Cumhuriyetimizle birlikte anılan ve bıraktığı eserlerle daima saygı ve şükranla hatırlanacak olan Ulu Önder Atatürk’ün ölüm yıldönümü bir yas günü değil, O’nu layıkıyla anlamak, fikirlerini yaşatma gayretimizi canlı tutmak ve eserlerine nasıl sahip çıktığımızı bir kere daha gözden geçirmek için önemli bir vesiledir.
Atatürk’ün, ülkemizin hürriyet ve istiklaline kavuşması, çağdaşlaşması ve uluslararası toplumun muteber bir üyesi olması yolundaki olağanüstü gayretleri Türk Milleti’nin şükranının yanısıra, Bulgaristan’ın da aralarında bulunduğu tüm dost ülkelerin takdir, saygı ve hayranlığını kazanmıştır. Atatürk’ün aramızdan ayrılışı üzerine Bulgaristan’da yayınlanan “Slovo” Gazetesi’ndeki şu ifade bu duyguları ortaya koymaktadır:
“Atatürk, milletin atası; kılıç, fikir, kalp ve irade adamı idi. Milletin bu büyük evladı, aynı zamanda yirminci yüzyılın en büyük yurttaşıdır.”
Ulu Önder Atatürk’ün bizlere en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her yönüyle sahip çıkma kararlılığımızı yineliyor ve manevi hatırası önünde tazimle eğilirken, O’nu bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.