
Doğduğum,büyüdüğüm, yaşlandığım mahallede zenginleşen arkadaşlarım, komşularımın hemen hemen hepsi mahalleyi terketti. Üç beş aile dışında mahallenin sosyolojik yapısı karma milletler topluluğu gibi oldu.
Terkedenlerin bir çoğunda büyüdükleri kültürel sahipliklerinden, geleneksel sosyallikten ya da dürüstlükten bile vazgeçtiklerine zaman içinde şahit olmaktayız.
Neden acaba? Gerçi, Eş şura 42-30 da sanki bu duruma cevap veriyor! “Başınıza gelen herhangi bir musibet , kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir”
Velhasılı , İnsanoğlu ilginç bir canlıdır. Kendisinden başka herkeste küsur görür, kendi nefsine ise kör olmakta inatçıdır. O kaskatı kalbini, tarife kelimeler yetmez. Allah affeder amma, acımasız insanoğlu en yakınını bile kolay kolay affetmez. Bakara/74 de; “Gözlerin körlüğü kalbin körlüğünün yanında hiçtir.” Der yüce Allah kitabında.
Nerede okudum hatırlamıyorum ama “Bir ülke de ‘küçük' adamların boyu uzamaya başladığı zaman, o yerde güneş batıyor demektir. diyordu yazarı. Aslında hepimiz biliyoruz ki: İnsanı ayakta tutan iskеlеt vе kas sistеmi dеğil, prеnsiplеri vе inançlarıdır. Kalbimizi açmadan dünyayı değiştiremeyiz.
Huzur aleminin anahtarı bu olsa gerek! İnsan olabilmenin yolu çok dikenli ve zorlu vesselam.
Rabbim ilmimizi arttırsın...
Ali YAZIR